DivShare

8 Temmuz 2012 Pazar

GÜVENLİK BAĞLAMINDA, RİSK VE TEHDİT KAVRAMLARI ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR VE NASIL BELİRLENMELİDİR?




However it is used in many different areas today, the
concept of security has not been clearly defined yet. The concept
of security, which was perceived more as a military security before
the Cold War, has been characterized with a broader meaning after
the end of Cold War and also political, social, economical and
environmental issues has been added to this meaning. In parallel
with this expansion of this concept of security, the concepts of risk
and threat have became concepts which includes political, social,
economic and environmental issues as well as the military issues
and which are pertains to all of the governmental bodies. Within the
same concept, the concept of security has skipped from a passive
structure to an active one, which changes constantly and is to be
followed.

In order to decide for whom and to what extent is the
security, first of all, the risks and the threats, which constitute the
starting point for the security studies, have to be determined. The
essential element in determining the risks and the threats is the
capabilities of the administration. Whether an issue is a risk or a
threat is depends on the perception of it by the person, institution
or state, which accepts it, according to its own abilities and
capabilities more than on the characteristics of the issue itself.
Security is a comprehensive phenomenon, which may be
delivered by intelligence elements, armed forces, diplomats,
police/gendarme/private security organizations, non-governmental
organizations and international security organizations. It is also a
continuous phenomenon depending on changing conditions. For
this reason, the Secretariat–General of the National Security
Council, which is a constitutional institution, is needed more than it
was in the previous terms. Making the Council in question to include
academics and the specialists in the fields related to the
society, politics, military, environment and international relations
instead of making the council in question more passive has
became a necessity resulting from time and environment. It must
be a technical council, which works not through political methods
but through scientific methods.




İnsanların ve insan birlikteliğiyle olusmus olan toplumların fikirsel
yapılarının gelismesinde ortamdan kaynaklanan olguların büyük katkısı
vardır. Bu bağlamda 1945’li yılardan baslayan iki kutupluluk sürecinin
getirmis olduğu öğretiler, 1991’de Sovyet Bloku’nun çökmesiyle birlikte
yerini tek kutuplu dünya düzeninin öğretilerine bırakmıstır. Güvenlik
anlayısındaki değisikliğe bağlı olarak risk ve tehdit kavramları ile
bunların belirlenmesini sağlayan kurumlarda da değisimler kaçınılmaz
hale gelmistir. Bu makalenin amacı, güvenlik bağlamında kullanılan risk
ve tehdit kavramları, bu kavramların altında toplanan sorunları ve
güvenlik hizmeti üreten kurumların neler olduğunu ortaya koymaktır.
Bununla birlikte, güvenlik bağlamında, üst düzeyde koordinede
bulunacak ve prensipler belirleyecek bir kurula ihtiyaç olduğunu ortaya
koymaktır.


 Güvenlik Kavramı ve Çesitleri
Günlük yasamda sıkça duyulan güvenlik kavramı, önüne ve
arkasına aldığı eklerle elliden1 fazla yerde ve biçimde kullanılmaktadır.
Güvenlik, bu kadar genis bir alanda kullanılan bir kavram olmasına
karsın net olarak tanımı yapılamamıstır. Türkçe sözlükte, güvenlik ile
emniyet kelimeleri anlam bakımından aynı ve birbirinin yerine
kullanılmaktadır2. Aynı sekilde, TSK’da da güvenlik ve emniyet
kelimeleri, çesitli dokümanlarda birbirine benzer sekilde, “TSK’daki tüm
personel, bilgi ve malzemenin her türlü tehditten korunması ve
gizlenmesi maksadıyla alınan tedbirler”3 seklinde tanımlanmıstır.
TSK’da, güvenlik kavramı; yaygın olarak stratejik ve operatif düzeyde
ülke, kurum, personel ya da bir faaliyetin güvenliği seklinde, emniyet
kavramı ise, taktik seviyede birlik, silah, araç, malzeme ve teçhizat için
kullanılmaktadır. Algılanıs biçimi olarak güvenlik ile emniyet arasındaki
fark; seviyede, sayısal büyüklükte ve nicelikte ortaya çıkmaktadır.
Örneğin bir devletin, bir sirketin güvenliğinden, bir binanın, bir aracın ise
emniyetinden söz edilebilir. Buna mukabil, tehlikeye yönelik algılamayı
ve buna karsı tedbir gelistirmeyi kendi kendine yapabilmesi nedeniyle
insan için güvenlik kavramının kullanılması daha uygun düsmektedir.
             Dietrich Fischer, güvenliği, “sadece savastan korunmak yada
savası engellemek demek değildir. Aynı zamanda hayatta kalabilmemizi
ve refahı etkileyen muhtemel tehlikelerden korunmayı da içerir.
Savastan korunmanın tek yolu askeri tehditlere karsı koymaktan
geçmez. Muhtemel savas nedenlerine dikkat etmek ve muhtemel
çatısmaları öngörebilmek ve bunları bir savasa yol açmadan önce
çözebilmek, güvenliği sağlamak için doğru yaklasımlardır”4 seklinde
ifade etmektedir. Ayrıca, 24 Ağustos-11 Eylül 1987 tarihleri arasında
düzenlenen Birlesmis Milletler Genel Kurulu tarafından düzenlenen
Silahsızlanma ve Kalkınma Arasındaki Đliski Üzerine Uluslararası
Konferansta benimsenen ve sonuç belgesinde yer verilen tanımda,
"Ulusal güvenlik, askeri boyutuna ek olarak siyasal, ekonomik, sosyal,
ekolojik ve insan haklarına iliskin yönleri de bulunan bir kavram olarak
nitelendirilmistir.”5 Daha genel bir anlayısla “toplumun huzurunu kaçıran
her türlü kavram” güvenlikle nitelendirilmeye baslanmıstır.

          Dünya düzeninin iki kutuplu olduğu yıllarda düsmana
dayandırılan askeri nitelikli güvenlik anlayısı yerini, kuralları henüz tam
olarak belirlenmemis olan bir güvenlik anlayısına bırakmaktadır. Bu
kapsamda Çin Halk Cumhuriyeti, Sangay Đsbirliği Örgütü çerçevesinde
olusturmaya basladığı ve yeni güvenlik kavramı olarak adlandırdığı
güvenlik düsüncesini asağıdaki esaslara dayandırmıstır.
- “Güvenlik anlayısı genel ve çok taraflıdır. Bir devletin güvenliği
sadece kendi ülkesiyle ilgili değildir, diğer ülkelerin güvenliğinin de
hesaba katılmasını gerektirir. Bu ülkelerin desteğinden yoksun
kalınmamalıdır.
- Güvenliğin isbirliği niteliği vardır. Güvenliğin belirli düsmanı
yoktur; güvenliği kazanma yolu isbirliğidir, karsı koymak değildir.
- Güvenliğin kapsamlı özelliği vardır. Güvenlik, sadece siyasi ve
askeri alanda değil, aynı zamanda iktisat, teknoloji, kültür, iklim ve
toplum gibi değisik alanları da içermektedir.
- Güvenliğin olusturulmasında belli bir mekanizmaya ve yasaya
ihtiyaç vardır. Karsı gücün zor durumda bırakılması ile Çin Halk
Cumhuriyeti kendi güvenliğini sağlayamaz.
Bu bağlamda, yeni güvenlik kavramının çekirdeği isbirlikçi
güvenliktir. Bu güvenliğin kazanılmasının iki sartı; ortak çıkar ve karsılıklı
güvenliktir. Ayrıca esit olarak karsılıklı çıkarları sağlamak ve iç islerine
karısmamak ilkelerine uyulmalıdır. Yeni güvenlik kavramı, esitlik, görüs
alısverisi, karsılıklı anlayıs, karsılıklı güven, üçüncü tarafa yönelik
olmayan bir sistem içinde olusturulmalıdır.”6
 Bugün, insan birlikteliğinin; askeri, sosyal, ekonomik, siyasi, ve
çevresel olmak üzere bes ana faktöre bağlı olduğu ve her bir faktörün
güvenlik sorunsalının bir boyutunu olusturduğu ileri sürülmektedir.

- “Askeri güvenlik, devletin taarruz gücü, savunma kabiliyetleri ve
diğer devletleri bu çerçevede algılayısı ile,
- Siyasî güvenlik, devletlerin örgütsel istikrarı, hükümet sistemleri
ve bunlara mesruiyet kazandıran fikir alt yapısının güvenliği ile,
- İktisadî güvenlik, devletin gücü ve refah seviyesinin kabul
edilebilir seviyeye ulasmasını sağlayan kaynaklar, finans ve pazarlara
ulasımı ile,
- Toplumsal güvenlik, dil, kültür, dinî ve ulusal kimlik ve
geleneklerin kabul edilebilir kosullar altında sürdürülebilirliği ile,
 - Çevresel güvenlik ise yerel ve küresel biyosferin korunması ile
ilgilidir.”7

        Güvenlik kavramı üzerindeki bu yaklasımlar, kavramının yeniden
sekillendirilmekte olduğunun göstergesi niteliğindedir. Bununla birlikte,
güvenlik üzerine yapılan tarif ve değerlendirmelere dayanarak güvenliği;
iç ve dıs güvenlik veya ulusal, bölgesel, uluslararası ve küresel güvenlik,
siyasi, ekonomik, askeri, sosyal ve çevresel güvenlik veya kapsamlı,
ortaklasa, isbirlikçi, tek renkli, yumusak ve askeri olmayan güvenlik
olarak sınıflandırmak mümkündür.8













Ülkenin fiziksel alanı açısından güvenlik çesitleri

İç güvenlik; bir ülkenin siyasi sınırları içerisinde, halkının
huzurunu ve devletinin bekasını sağlamak maksadıyla alınan
tedbirlerdir. Devletin sosyal, siyasi, ekonomik ve çevresel tedbirlerin yanı
sıra bu amaçla özel güvenlik sirketleri, polis, jandarma, silahlı kuvvetler
ve istihbarat unsurları kullanılır.

Dıs güvenlik; bir ülkenin siyasi sınırlarının dısından o ülkeye
yönelen tehditlere karsı alınan tedbirlerdir. Bu tehditlere karsı hükümet
dısı organizasyonlar, uluslararası örgütler, istihbarat, diplomatik unsurlar
ve silahlı kuvvetler kullanılır.

 İnsan birlikteliğinin bağlı olduğu faktörler açısından güvenlik çesitleri

Siyasi güvenlik; bir ülke için en üst anlamda rejiminin halka
dayanıp dayanmadığını, bunun yanı sıra siyaseten yürütülen konuların
ülke yasalarına uygun olup olmadığını ifade eder. Halka dayanarak is
basına gelmemis olan hükümetler kendi varlıklarına karsı sürekli olarak
bir güvenlik endisesi yasarlar. Siyasi güvenlik endisesini ortadan
kaldırmanın yolu halkın güveni ile iktidara gelmek ve yönetime iliskin
hususları halkın katılımı ile yürütmektir.

Sosyal güvenlik; çesitli sekillerde tanımlanır. Đnsan olmaktan
kaynaklanan, dönemin kosullarına bağlı olarak asgari düzeyde de olsa
mutlak karsılanması gereken sosyal nitelikli ihtiyaçlardır. Bir baska
deyisle, “cemiyeti teskil eden fertlerin uğrayacakları tehlikelerin
 zararlarından kurtarılma garantisi demektir.”9 Sosyal güvenlik ihtiyacını
doğuran sebeplere “tehlike (risk)”10 denir.
              Turan Yazgan’ın özet ifadesine göre sosyal güvenlik, “sosyal
siyasetin temin etmek istediği bir tatmin duygusudur. Tehlikeler
karsısında insanları ihtiyaçlarının esiri olmaktan kurtarma idealidir.
İnsanlara, ihtiyaçlarının esiri olmayacakları hususunda verilmis bir sosyal
siyaset garantisidir. Millî güvenlik ile sosyal güvenlik birbirine
karıstırılması kolay, diğer terimlerdir. Her ikisinde de tehlikeye karsı
milletin, cemiyetin güvenliği söz konusudur. Millî güvenliği sağlayan
vasıta ordu, sosyal güvenliği sağlayan vasıta ise sosyal sigorta vs.dir.
Birinde tehlike, mahiyeti itibariyle siyasidir. Ancak bir siyasi tehlikeyi
sosyal güvenlik tehlikesinden ayırt etmeye pek imkan yoktur. Sosyal
güvenlik tehlikeleri tabiidirler, evrenseldirler ve insan hayatı var oldukça
mevcutturlar.”11

 Ekonomik güvenlik; toplum hayatı ekonomik faaliyetler ile
sürdürülebilmektedir. Bu nedenle, ekonomik mekanizmanın islerliğinin
sürdürülmesi esastır. Mekanizmadaki aksaklık ihtiyaçların
giderilememesine neden olur. Bu durum topluma açlık, fakirlik ve buna
bağlı olarak kaos olarak döner. Bu nedenle, üretim asamasından tüketim
asamasına kadar geçen sürecin mutlak suretle ve aksaklığa meydan
vermeyecek sekilde isletilmesine ihtiyaç vardır. Ekonomik bir yaklasımla
bu süreç ekonomik güvenlik olarak isimlendirilebilir. Bununla birlikte en
önemli konulardan birisi yeterli askeri gücü besleyecek ekonomik yapıya
sahip olunmasıdır. Hasan Koni’nin de ifade ettiği gibi ekonomi ve ulusal
güvenlik politikaları arasındaki bağ iki ana noktada incelenebilir: “Ulusal
güvenlik politikalarının ekonomik sonuçları iki temele dayanmaktadır.
Birincisi askeri araçların ekonomik etki yapmak üzere kullanılması ve
ekonomik araçların askeri araçları tamamlar bir biçimde veya onların
yerine kullanılmasıdır. ABD’de istihbaratının ekonomik amaçlarla
kullanılması bu kapsamda düsünülmelidir. Đkinci olarak ekonomik
araçların diğer ülkelerin davranıslarını değistirmek için kullanılmasıdır.”12

Askeri güvenlik; özellikle ülke dısından yönelecek tehditlere
karsı olusturulan bir kavramdır. Bazı hallerde ülke içerisinde meydana
 gelen asırı siddet olaylarına karsı da askeri güvenlikten bahsedilebilir.
Askeri güvenlik, ülke içinden veya ülke dısından kaynaklanan tehdidin
askeri tedbirlerle giderilmesi anlamına gelmektedir.
Çevresel Güvenlik; bugün, çevrenin doğal olusumuna
yönelik tehditler ve çevresel tehditler ulusal ve uluslararası güvenliğin
ayrılmaz parçası olarak kabul edilmektedir. Çevresel güvenlik kavramını
destekleyenler, doğaya saygının Dünya üzerindeki insan türünün varlığı
için birinci ve temel önkosul olduğunu savunmaktadırlar. “Eğer gerekli
itina gösterilmezse çevresel tehditler bugün dünya üzerinde ciddi, uzun
menzilli ve derin güvenlik sorunları olusturacaktır. Bu tehditler, askeri
tehditlerden daha yavas gelisseler bile, en az geleneksel askeri tehditler
kadar önemlidir. Ayrıca, insanoğlunun refahı ve sağlığı üzerindeki
baskıyı artıracak kisisel olmayan sosyal ve ekonomik güçlerin ciddi
çevresel yetersizliklere yol açacağı”13 tezini savunmaktadır.


Kapsam açısından güvenlik çesitleri

Ulusal güvenlik; “Bir devletin millî menfaatlerinin
gerçeklestirilmesi ve bu menfaatlerinin iç ve dıs tehditlere karsı
korunması ve kollanmasıdır.”14 Bu kapsamda, güvenlik düsüncesinin
temelinde ulusun kendisi yer alır.

Bölgesel güvenlik; bir bölge içerisinde bulunan devletler
tarafından ortaklasa uygulanan güvenliktir.

Uluslararası güvenlik; ikiden fazla devlet tarafından ortak
menfaatler kapsamında olusturulan güvenliktir.

Küresel güvenlik; dünyanın tamamını ilgilendiren, ortak
katkı yapılmadığı takdirde herkesin olumsuz olarak etkilenebileceği
güvenliktir.


Özel fonksiyon alanları açısından güvenlik çesitleri

Kapsamlı yada ortak güvenlik;
teknolojik ve buna bağlı
olarak iletisim alanında yasanan gelismelere bağlı olarak dünya bir
değisim süreci içerisinde bulunmaktadır. Bu kapsamda “1980’lerdeki
gelismeler nedeniyle, ekonomik, siyasi, toplumsal, ve çevresel meseleleri
stratejik gündeme ilave etmek yönündeki düsünceler
yaygınlasmıstır.”15 Stratejik gündemin gelismesiyle de ortak ya da
kapsamlı güvenlik olarak adlandırılan yeni güvenlik anlayısı ortaya
çıkmıstır. Örneğin bazı uzmanlara göre kapsamlı güvenlik anlayısı su
sekilde ifade edilebilir : “Kapsamlı ya da ortak güvenlik anlayısı, hiçbir
ülkenin kendi güvenliğini aynı zamanda baska bir ülkenin güvenliğini
artırmadan sağlayamayacağı ve artıramayacağı ilkesine
dayanmaktadır.”16 Baska bir deyisle, “bir ülke, diğer ülkeleri kendi
güvenliğine tehdit olarak algıladığı sürece güvenlikte olamaz. Kapsamlı
güvenlik, uluslararası güvenliğe en büyük tehdidin ülkelerin
kendilerinden değil de, ülke içindeki ve ülkeler arasındaki hayat
standartlarındaki uçurumlar, nükleer savas, küresel çevre sorunları, gibi
sorunlardan kaynaklandığı varsayımına dayanmaktadır.”17
          Genelde aynı anlamda kullanılan kapsamlı ya da ortak güvenlik
kavramları bazı arastırmacılar tarafından iki ayrı güvenlik türü olarak da
nitelendirilmistir. Buna göre, “Kapsamlı güvenlik kavramı stratejisinde
daha öncekilerinde olduğu gibi belirlenmis bir düsman ülke veya ülkeler
grubu yoktur. Barısı, güvenliği ve istikrarı bozan her türlü davranıs hedef
olarak seçilmistir.”18 Ortak güvenlik ise “uluslararası güvenlik” veya
“genel güvenlik” olarak nitelendirilmistir.19 “Ortak güvenliği sağlamanın
üç kosulu vardır. Bunlar; ortak bir örgüt kurmak, güvensizliği sağlayan
nedenleri ortadan kaldırmak, kolektif garantidir.”20


Ortaklasa güvenlik; “Ortaklasa güvenlik sistemlerinde
devletler güvenliklerini pozitif anlamda tanımlarlar. Birinin güvenliği
herkesin sorumluluğu olarak algılanır. Bu sayede ulusal çıkarlar,
uluslararası çıkarlar haline dönüsür.”21Bu sayede üye devletler arasında
pozitif bir karsılıklı bağımlılık yaratılmıs olur.


İşbirlikçi güvenlik; belirli ilkeler dahilinde isbirliği yapılarak
sağlanan güvenlik yaklasımıdır. Bir baska deyisle “Güvenliğin
olusturulmasında belli bir mekanizmaya ve yasaya ihtiyaç vardır. Bu
bağlamda, yeni güvenlik kavramının çekirdeği isbirlikçi güvenliktir. Bu
güvenliğin kazanılmasının iki sartı, ortak çıkar ve karsılıklı güvenliktir.
Ayrıca esit olarak karsılıklı çıkarları sağlamak ve iç islerine karısmamak
ilkelerine uyulmalıdır. Yeni güvenlik kavramı, esitlik, görüs alısverisi,
karsılıklı anlayıs, karsılıklı güven, üçüncü tarafa yönelik olmayan bir
sistem içinde olusturulmalıdır.”22

Tek renkli güvenlik; askeri yaklasımın hakim olduğu
güvenlik anlayısıdır. Kısaca tarif etmek gerekirse; “Soğuk Savas
sırasında Avrupa güvenliğine yönelik tehdit ve tehlikeler hemen hemen
askeri bir niteliğe sahipti. Bu nedenle devletler, politikalarını askeri
güvenliğin sağlanması sorununa yönelik olarak hazırlamıslardı; fakat
Soğuk Savas’ın sona ermesiyle birlikte, “tek renkli güvenlik” kavramı son
bulmustur”23


Yumusak güvenlik; barısın tesis edilerek sürdürülebilmesi
için katı tedbirler içeren yaklasımlardan ziyade bünyesinde insani yardım
gibi daha insancıl yaklasımları barındıran bir güvenlik türüdür. Bu
yaklasıma örmek olarak Petersberg toplantısında ortaya konulan
görevler gösterilebilir. “13 Haziran 1991 tarihinde Petersberg’de yapılan
toplantıda Batı Avrupa Birliği (BAB) görev tanımı yeniden yapılmıs ve
BAB bünyesinde bir askeri birlik olusturulması kararlastırılmıstır.
Petersberg Bildirisi veya Petersberg Görevleri adı altında bilinen BAB’ın
yeni görevi ile barısın tesisi, insani yardımların yapılması, krizlere
müdahale yöntemlerinin belirlenmesi ve müdahale edilmesi gibi
yumusak güvenlik misyonlar amaçlanmıstır.”24 Bu kapsamda; “etnik
sorunlar, ekonomik güvenlik, toplu göç ve kaçakçılığın önlenmesi,
çevrenin korunması gibi sorunlara”25 karsı alınması gereken tedbirler
olarak düsünülmektedir.


Askeri olmayan güvenlik; AB’de önemli değisiklikler yapan
ve 1987’de yürürlüğe giren Avrupa Tek Senedi, madde 30/6’da askeri
olmayan güvenlik kavramını AB’ye sokmustur.26 Taraflar güvenliğin
siyasi ve ekonomik yönleri hakkındaki tutumlarını daha fazla koordine
etmeye hazır olduklarını beyan etmelerine rağmen, güvenlikleri için
gerekli sanayi ve teknolojik kosulları korumaya kararlı olduklarını da
vurgulamaktadırlar.27 Dolayısıyla, askeri olmayan güvenlik kavramı ile
güvenliğin askeri boyutu dısında kalan, özellikle siyasi ve ekonomik (ülke
güvenliği için gerekli olan sanayi ve teknolojik konular hariç) yönleri
kastedilmektedir.


Fiziki olmayan güvenlik; teknolojideki gelismelere paralele
olarak beliren küresellesme olgusu sonucu doğmus bir güvenlik türüdür.
Bu güvenlik türü, geçmisten gelen ve daha çok fiziki tedbirlere dayanan
güvenlik tedbirleri dısında bir yaklasım gerektirmektedir. Fiziki olmayan
güvenlik bağlamında bilgi güvenliğini, teknolojik güvenliği, sanal
güvenliği ve siber uzayda güvenliği sayabiliriz.
Yukarıda belirtilen güvenlik tanımlarının ya da ilkelerinin,
hükümet politikaları için bir çesit rehberlik sunduğunu, kamuoyunu
yönlendirdiğini, aynı zamanda güç ve paranın dağıtımını doğrudan
etkileyecek potansiyele de sahip olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte
“hangi değerler sistemi ya da ideoloji adına yapıldığı ileri sürülürse
sürülsün güvenlik ve savunma girisimlerinin tümünün ekonomik ve
siyasal amaçlara ulasmadaki yöntemleri ifade ettiği”28
değerlendirilmektedir.


Ahmet KÜÇÜKSAHİN

--------------------------------------------------------------------------------------
1 Güvenlik, millî güvenlik, ulusal güvenlik, kisisel güvenlik, koruyucu güvenlik, güvenlik stratejisi,
ulusal güvenlik kurumları, küresel güvenlik, küresel güvenlik taahhütleri, bilgi güvenliği, güvenlik
sorunu, koruyucu güvenlik, güvenlik birimleri, ulusal güvenlik, ulusal güvenlik stratejisi, güvenlik
konseyi, millî güvenlik belgesi, millî güvenlik politikası, devlet güvenliği, iç güvenlik, dıs güvenlik,
ortak dıs güvenlik politikası, ulusal güvenlik stratejisi, yumusak güvenlik, devlet güvenlik
mahkemeleri, güvenlik bürokrasisi, güvenlik sektörü, mutlak güvenlik, mutlak güvensizlik, güvenlik
stratejileri, millî güvenlik kurulu, güvenlik bölgesi, millî güvenlik akademisi, güvenlik görevlisi, iç
güvenlik harekatı, güvenlik güçleri, can ve mal güvenliği, enerji güvenliği, enerji arz güvenliği,
Avrupa güvenlik ve savunma, politikası, askeri güvenlik bölgesi, güvenlik sorusturması, sosyal
güvenlik, ekonomik güvenlik, millî güvenlik siyaseti, millî güvenlik politikası, kimlik güvenliği,
çevresel güvenlik, çevre güvenliği, millî bilgi güvenliği, ulusal bilgi güvenlik teskilatı, haberlesme
güvenliği, ulusal bilgi güvenliği üst kurulu, bilgi güvenliği kurumu, ulusal bilgisayar güvenlik merkezi
2 Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1998.
3 MS: 76-3 Türk Silahlı Kuvvetleri Askeri Terimler Sözlüğü, 1998;
4 Dietrich Fischer, Non-Military Aspects of Security: A System’s Approcach (Dartmouth, UNIDIR and
Dartmouth Publishing Company, 1993), s.7’den aktaran Rana İzci, “Uluslararası Güvenlik ve
Çevre”, Uluslararası Politikada Yeni Alanlar Yeni Bakıslar, Derleyen:Faruk Sönmezoğlu, Der
Yayınları, İstanbul 1998, s.404.
5 Burak Ülman, “Türkiye’nin Yeni Güvenlik Algılaması ve Bölücülük”, En Uzun On Yıl, Türkiye’nin
Ulusal Güvenlik ve Dıs Politika Gündeminde Doksanlı Yıllar, Derleyenler: Gencer Özcan, Sule
Kut,Büke Yayınları, Đstanbul, 2000, s.100.
6 K.Erdoğdu, “Sangay Beslisinden Sangay İsbirliği Örgütüne”, http://www.aydinlanma 1923.org.
7 Barry Buzan, People, States and Fear: An Agenda for International Security Studies in the Post-
Cold War Era, Great Britain, Harvester Wheatsheaf, 1991, s.19-20.
8 Ahmet Küçüksahin, Sempozyum, Türkiye’nin Enerji Stratejisi Ne Olmalıdır? (26-27 Ocak 2006),
Harp Akademileri Komutanlığı Basımevi, İstanbul, 2006, s.183,184.
9 A.e., s.18.
10 Turan Yazgan, Đktisatçılar İçin Sosyal Güvenlik Ders Notları, Kutyay Yayınları, Đstanbul, 1992,
s.23.
11 A.e., s.20.
12 Hasan Koni, “Ekonomik Güvenlik ve Uluslararası İliskiler ve Türkiye”, Uluslararası Çatısma
Alanları ve Türkiye’nin Güvenliği, derleyen Gamze Güngörmüs Kona, IQ Kültürsanat Yayıncılık,
İstanbul, 2005, s.399,400.
13 Gareth Porter ve Janet Welsh Brown, Global Environmental Politics, San Fransisco, Westview
Press Inc.,1991, s.128,133.
14 http://www.forsnet.com.tr/onemlilermgk.html (Millî Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel
Sekreterliği Üzerine Bazı Düsünceler)
15 Barry Buzan, Morten Kelstrup, Pierre Lematrien, Elzbieta Tromer&Ole Waever, The Eurepean
Security Order Recast, 2’nd ed. (London, Pinter Publishers, 1991), s.12’den aktaran Rana Đzci,
a.g.e. s.405.
16 Gareth Porter ve Janet Welsh Brown, a.g.e., s.108,109.
17 Rana Đzci, a.g.e, s.405.
18 Haydar Çakmak, Avrupa Güvenliği, NATO; AGĐT; AGSP, Akçağ Yayınları, Ankara, 2003, s.203
19 A.g.e., s.27.
20 Brugiere, F.Piere., La Securite Collective-1919-1945, Edition Pedone, 1946, Paris, s.10’dan
aktaran; Haydar Çakmak, Avrupa Güvenliği, NATO; AGĐT; AGSP, Akçağ Yayınları, Ankara, 2003,
s.28.
21 Alexander Wendt, “Anarchy is What States Make of It: The Social Consrruction Power Politics”,
Intarnational Organization, Cilt.46, Sayı.2 (Đlkbahar, 1992), ss.417, 418’den aktaran; Bülent Sarper
Ağır, “Soğuk Savas Sonrası Avrupa Güvenlik Düzenine Kurumsal Bir Bakıs”, Uluslararası Güvenlik
Sorunları, Derleyenler: Dr.Kamer Kasım, Zerrin A.Bakan, Avrasya Stratejik Arastırmalar Merkezi
Yayınları, Ankara, 2004, s.104.
22 K.Erdoğdu, “Sangay Beslisinden Sangay Đsbirliği Örgütüne”, http://www.aydinlanma 1923.org.
23 Antonio Remiro Brotons, “Construction of European Security”, Review of İnternational Affairs,
Cilt.LI, Sayı.1089-90(Subat-Mart, 2000), s.2’den aktaran; Bülent Sarper Ağır, “Soğuk Savas Sonrası
Avrupa Güvenlik Düzenine Kurumsal Bir Bakıs”, Uluslararası Güvenlik Sorunları, Derleyenler:
Dr.Kamer Kasım, Zerrin A.Bakan, Avrasya Stratejik Arastırmalar Merkezi Yayınları, Ankara, 2004,
s.122.
24 Haydar Çakmak, a.g.e., s.206.
25 Gencer Özcan, “Doksanlarda Türkiye’nin Ulusal Güvenlik ve Dıs Politikasında Askeri Yapının
Artan Etkisi”, En Uzun On Yıl, Türkiye’nin Ulusal Güvenlik ve Dıs Politika Gündeminde Doksanlı
Yıllar, Derleyenler: Gencer Özcan, Sule Kut, Büke yayınları, İstanbul, 2000, s.65.
26 Haydar Çakmak, a.g.e., s.224.
27 Barıs Özdal ve Mehmet Genç, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nın Türkiye ve AB
İliskilerine Etkileri, Aktüel Yayınları, İstanbul, 2005, s.117.
28 Beril Dedeoğlu, Uluslararası Güvenlik ve Strateji, Derin Yayınları, İstanbul, 2003, s.34


Hiç yorum yok: