DivShare

15 Temmuz 2012 Pazar

Yürüyüş


Düşünmek istiyorum!
Yürürken adım adım.
Şu küstah karanlığın zahmet edip söylenmiş
İthamına, o kadar basit olmayacak cevabım.
Şimdi söz kalbimin!
Çok geç değildi henüz vakit
Bir heves içinde eve gitmenin
Sıradan gündelik bir adamıydım.
Her kes gibi benimde cadde boyu
Kaldırımda yürüyecek yolum vardı.
Serindi hava ve tanıdık değildi hiç bir yüz!
Herkes portrenin bir çizgisinde
Ayrı bir makamın güftesi gibi
Hoşnutsuz ve kulak gıcıklayan
Kendi sahnesini adımlıyordu.
Bir adam düşüyordu yere o vakit
Zayıf bacaklarının hasta kalbine
Son iltiması da kesilmiş!
Yanından dikkat bile çekmeden o kadar insan
Duyarsızca, akıp gidiyordu.
Bir kadın sınır çizgisini geçmiş dilinin
Hadsizliğin de kendini kaybetmiş çirkin bir ses tonu
Ağlayan çocuğuna bağırıyordu.
İki kız yürüyordu elde telefon aşktan meşkten bahis içinde
İki oğlan kuyruk sokumu mesafede ardan arı laf sokuyordu.
Karanlık baskındı, ağırdı
Bende yakalarını yükselttim montumun
Enseme sokulan rüzgâra karşı
Kaçak duygulara yasaklı bu adam
Kimsenin görmediği ayrık bir zamanda
Ayrı bir yolun götürdüğü ve aynı anda
Bütün dikkatini toplamış
Suskunluğunu koruyordu.
Bitirmek istiyorum bu yürüyüşlerin
Boş sokakları olmayınca.
Duymaktan çok sıkıldım!
Arsız, edepsiz ve alçakça
Sözlerin arasında aynı yolu yürümekten.
Aynı kaldırımdan geçmeyi ve benim gölgemi ezmelerini
Reddediyorum.

Altan İlhan ARSLAN

Hiç yorum yok: