
Zaman en kötü haline dönüyor bin yılın
Âlemin, yeryüzünde sürüyor bozgunlar
İnsan siluetinde anaların rahminde karanlık
Rükûsuz, cıvık balçıktan günahkâr bedenlerin.
Yanıyor toprak, su ile olan aşkı bitmiş
Yer kaynıyor! Ateşle oynuyor toprak… Son hamlesinde
Kızgınlığın merhameti olmaz evveldir hiç olmamış
Bu oyun insan soyuna pahallıya patlacak!
Ya çekersin! Gönül yolundan ayağını
Çekmenin bedeline kendini hazır edersin…
Senin ki belamı, yaptığın zulüm mü zannedersin?
Sen, içinde yakılacak cehennem ateşini düşün?
Göreceğin, bildiğinden de beterdir.
Bir an olsun! Senin için, bende iyiliği kaldı desin
Bir cümlede adın merhametle geçsin.
Sana yüzünü gösterecek bir dost bulunsun şahit
Çekildiğinde gözünden, O! Rabbani karanlık.
Ne kadar tılsımlıydı çalarken ümitleri
Üstünde zevk ile kurduğun bir saltanat.
Sırf sanaydı dünyanın her nimeti
Kırdığın cevizlerin tadındaydı hayat.
Şerh, senin için mabut saydığın
Bir ilkeydi ezmenin doymayan açlığı
Geldiğin yer mi farklıydı, kim ki o sendeki beden?
Yoksa senmiydin ezilen! Ben, olmuşum Nemrut.
Serpiştirilmiş, canlarımız vardı canda
Ekin gibi yetiştirildik… Sen sarayda, ben avluda
Aynı güneşin aynı gecenin karanlığında…
Ne farkımız vardı? Sende bakıyorsun, bende
Sanamıydı mehtap, senin miydi deniz?
O gümüş renginde parlayan hakikat!
Bir an olsun! Senin için, bende iyiliği kaldı desin
Bir cümlede adın merhametle geçsin.
Sana yüzünü gösterecek bir dost tutulsun şahit
Çekildiğinde gözünden, O! Rabbani karanlık.
A.İlhan ARSLAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder