DivShare

30 Haziran 2012 Cumartesi

Bu Şiir Sana















Aslındalarla başladı temiz bir sayfada, bambaşka bir hikâye
Ne söz yetiyordu ne uzun cümleler anlatmaya, o her şeyiyle farklıydı.
Uzun cümlerle gelindi bir tığ işçiliği gibi oya gibi inceden
Kaderin hakkını vermek lazım, oda atmıyordu tek bir adım
Kendi kadar güzel kendi kadar özel tutuyordu her şeyi.
Suç kalemin değil, ona hükmeden aklı gitmiş bir yüreğin
İçinde patlayan sessizliğe olan öfke, dile vurmayan içselliğin
Söylenecek bütün betimlemeler ve içteki duygunun türevi
Toplasan! Dile bir satır, o da aşkımı söyleyebilmekti.
İçimde sen, dışımda sensiz koskoca bir dünya, farkımda mısın?
İstedim seni çok, zamana boynu bükük içim kan ağlayarak
Sen beni anladın mı? Söyle: bu zalim kader bize ne kadar yakıştı.
Sende beni seviyor musun? Bu hikâyenin içinde, bir defada
Serildim, gözünde bir dağ gibi yaşlı, oysa bir ova gibi genç
Yüreğim yüreğinin önünde diz çökmüş, adı aşktı esaretimin
Bu şiir sana, söylediğim gibi tıpkı senden ne aldıysa
Onun içime düşürdüğü ateşin belki son sözleri, şimdi söz sende.
Ya hep sus! Ya hiç durma!
Bu hikâye bizim, sonsuza kadar sürsün istiyorum.
Yüreğinin denizine bir taş gibi düşüp, aşkında boğulmak!
Layık olduğun gibi seni, bulutların üstünde tutmak!
Yüreğimin en temiz yerinde, aşkımın içinde uyutmak istiyorum.
Ver elini.. Hadi bu söz sukut olmaktan çıksın
Gözlerin, o dakika gözlerime baksın!
Yüreğim bakışlarından akan ateşle yansın, yansın istiyorum.
Ver hadi sözünü aşka! Bu, sana ve bana ait bir yemin olsun.
Mutluluğa uzanacak ellerimizin, şimdi ve tam bu anda buluşması..

Altan İlhan ARSLAN

Hiç yorum yok: