DivShare

15 Temmuz 2012 Pazar

Ahdimden Doğacağım


Suskunluk!
Dilimin cehaleti olmadı hiçbir zaman
Sadece konuşmadım…
Oysa cehildi aydınlık içinde hayatın pahası
Şehvete satılmış gördüm bir kildi çamurdan
Nezihti tartısı ve o kadar liyakatsizdi zaman
Gurursuz ve onursuzdan beyandı hüviyete.
Yalın ayak yürüyorum dikenler arasında
Yüreğim acıyor ayaklarım umursamaz.
Uzaktan gözlerime batıyor ince bir sızı gibi
Arkasından geliyor sonsuz bir karanlık.
Ürkmüyorum bir böcek gibi ezilmekten
Her acıya layık bir sefil gibi görünmekten…
Yok, öyle ucuz minder sırtı yerde pehlivan
Hangi çamurdan mücerret hangi bataklıktan
Sürüyor vicdanın karanlık dünyasına
Demir atlarının sırtında dörtnala.
İşte ben, ben o günün adamıyım
Karanlığa saplanacak ebedi bir ızdırap
Bir hutbe gibi kulaklara okunacak
Bir mızrap gibi dokunacağım teline
Bozacağım ezberini zaman orda duracak.
....................
……….
Okunacak kitapları var daha çok okurlar
Bildikleri yanlışı ters yüz edenler
Miladı eskimişler yenilikçiyiz havasında
Bir parça küle nasılda esir ve bitkin düşerler.
Ne göründü? Bakmayı bilmeyen gözlerine
Baktıkça hakikat daha da uzaklaştı.
Oysa! Her zamankinden ne kadarda yakın
İnkâra karşılık
           O beklenen
                Bir an kadar kısacık gün.
Gün;
      Doğudan batıya giderken
Karanlık! 
      Batıdan doğuya mı geçecek?
Sonsuzluk gelmiş dize ve evren bir çizgide
Bir an kadar yakın yeni bir başlangıca.
Oysa Harcamaktı zamanı manasız
Aynı kavimlerin yitik heveslerine
Adanmaktı kâbusa gözleri apaçık
Kimeydi inat ve ne için?
Her adım bir günah daha ne kadar dayansın bu yürek!
İşte ben, ben o gün doğacağım
Küllerinden! Unutulmuş bir ahdin.

A.İlhan ARSLAN

Hiç yorum yok: