Ben ne tarih
hocasıyım
ne de
coğrafya
Beni ancak
dört köşe
taş bir ambar
kadar
alâkadar
eder
Ayasofya.
Beni Şişli'de yalnız
bıraksanız
Maçka'nın yolunu bulup gidemem. Yani demem
o demek ki, sanmayın ki elinize â la Bedeker bir rehber
vereceğim; hayır, ben size dört başlı bir şehrin içinden
haber
vereceğim.. Bu şehrin
basılır hep ayni şekilde
coğrafya kitaplarında resmi. Dört çeşit yazılır fakat
bu resmin altına ismi: KONSTANTİNİYYE, KONSTANTİNOPL
DERSAADET, İSTANBUL......
Çalsın Maksimbar'ın cazbant kolu, çal bre kara köpoğlu,
anlatayım Konstantinopl'u:
Yüzük, bilezik, gerdanlık, küpe muslin, krepdöşin, tül
ipek...
— Şu herif de karıma sersemce kur yapıyor pek!
Pudra, lavanta, lavanta, pudra, kozmatik,
— Kocam bakıyor beni bırak...
Haniya
Şampanya?!.
— Kuzum kızım bir daha iç!..
Bakara, poker, bakara, poker
briç... Bir ki
üç, bir ki
üç, bir ki
üç!.. Vaaaals... Vals!...
frak...
Sinyorina kara gözlü Sinyorina, gözlerinden yanağına düşen
benin* görmiyelim ört yüzüne yelpazeniii!.. Sinyorina
karagözlü
Sinyorina gelelim mi
kollarına
Sinyorina?!
Sinyorina
Sinyorina
Sinyorina!..
Çalsın Maksimbar'm cazbant kolu çal bre kara köpoğlu
anlatayım
Konstantmopru!!!
SONU VAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder