Öyle
Başımı eğmeye gerek yok yâda daha çok kırılmaya.
Öyle
Sessizce duruşuma bahaneler arayıp içimi kederle
doldurmaya.
Tek istediğim kendime bir parça dürüst değil tamda öyle olmak!
Bir yudum çaydan aldığım keyfi bir mavzer mermisinden
çıkarmak.
İçime düşen ateşin sıcağında ciğerim köz oluncaya kadar,
ancak!
Savrulmak, bir mezardan diğerine bir hainin kurşununda
defalarca
Öyle işte! Sonuna vardığında bu kâbusun açılıyor iki göz bir
acıya
Bir acı büyüyor içimde dağları bile gölgede bırakacak.
Yalan değil, ben kendime hiçbir şey uydurmadım
Niye uydurayım!
Her şey zamanla değişiyor, aklı olanda bunu bilir.
Kalbim keşke kör olsaydı dediğim çok oldu kendime
Çok sordum bazı şeyler doğru değil, çok şey yanlış!
Yanlışı gördüm, yıkıldım bir daha gelemedim kendime.
Gel de sev! Ciğerine ateş lazımsa, ömrüne belayı arıyorsan
Gözyaşı içime akarsa nasıl olur diye çok meraklıysan
Ne sandın aşkı? Zevkine sırt çevirip ruhuna dayandıysan
Senin derdin çok be adam, ölüme meyil etme!
Aşk dediğin kendini kandırmak, bir parçanı kesip atmak!
Başkasının çöpünde umutlarını bulacakmış gibi karıştırmak
Böyle ederi yok pahasına ucuz olma, yakma lambasını
Daha zifiri karanlık çökmedi düş bahçelerine.
Kırdığın denize dilek tutup, her şeyi hiçe sayıp taş atma!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder