DivShare

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Cehennem

Karanlık keçi gibi inat leş kokuyor yamaçlar
Ürkütüyor yükseklerde kayaların düşecek gibi
Leşe çığ gibi üşüşecek gözleri var parlayan.
Masum değiliz girdiğimiz bu dehlizde yalın ayak
Kanıyor etimiz kokumuz burnumuza nede iğrenç
Ne çok batıyor göze bataklıklar her yeri iblis
Kan peltelerinde yüzüyor çıplak can uçlarında.
Sonsuz bir matem yükseliyor her şey için
Düştük mahremine, karanlık uluyor yankısı başımda
Dehşetli bir ses bir azap her yeri titrerken!
Sürünüyor mahlûkat katran kuyuları kaynıyor
Aklım çıkacak yerinde tutamıyorum kendimi
Etimden sıyrılıyor, eriyorum;
                           bu katran kuyularında yavaş yavaş.
Yoluna düşen ruhum diplerinde keskin uçurumların
Ermediği aklımın hiç görmediği kadar
Ne kadar soğuk, cam gibi donuk görebildiğim
Bir tek şey var burada her şey siyah
Kemiğin ete, etin ışığa büründüğü kadar.
Sıyrılıyor gözün iris’inden küçük kara nokta
Retinaya bir lav püskürtüsü gibi mahşeri bir korku
Bir girdap gibi boşalan dehşetli bir ateş
Fokurdayan varlığı milyon derece sıcaklıkta!
Zebaniler, yaklaşıyor her yerden alevin melekleri.
Feryattan dövülmüş kopmayan zincir, boyunda kor gibi
Duyulmamış seslerin aksında sonsuz ateş tarlaları
Birer birer çekildiği canların
Öyle bir yer ki bu âlem
        bin yıl uykusuz kalsam rüyasına yatmayacağım
İçinde
Ateş böceği gibi kalır her sabah doğan güneş
O kıyametimizin sabırlı bekçisi.

Altan İlhan ARSLAN

Hiç yorum yok: