DivShare

16 Kasım 2013 Cumartesi

Ne Söylesin Dil

Hani gırtlağa kadar gelmiş bir yürek haliyle
Kurumlu bir baca gibi tıkanıp içe tüten
Bütün yolları isli sırf söylenecek iki kelime
Bir zehirle dolarda o ciğer, sen susarsın.
Değme canıma ahıma saplı ömrüme ne'ş olup
Koyduğun yere
Ne göz alıştı, ne ten!
Ne civarımda dolandı güneş
Ne ay yüzümle barıştı.
Ben sustum, susmak ne ki
Son vuruşuna nabzımın fer gözümden çıkana dek
Boğuldum arktik çıkışlarında!
Hani o fırsat bilen acımasız bir sırtlan gibi
Leşime çökecek bir yaban, bir hayırsız
Desturu çoktan kesilmiş maveraya
İn’in de bir nebze insanlık kalmamış
Ne söylesin dil!
Senin ne kulağın duyar, ne anlar olmayan yürek.

Vehmin de dolansa nice aç o ucube gözler
Zamanı kalmayan sabırsız bir avuç canları
Astarına dolanmış, dikişleri çürük ve paçavra
Bir dirheme gelmez o ağırlıkları
Öyle ucuz dillerin sözüne gel, sen beni bırak!
Garip olunca gönül idamı sessizlik
Hükmü süresiz acılara gark olmuş
Akıl gaybta gezen ümitsiz bir deli
Nice hasedin kasvetinde yok olmuş.
Ben sustum, susmak ne ki
Son vuruşuna nabzımın fer gözümden gidene dek
Boğuldum arktik çıkışlarında
Hani o fırsat bilen acımasız bir sırtlan gibi
Leşime çökecek bir yaban, bir hayırsız
Desturu çoktan kesilmiş maveraya
İn’in de bir nebze insanlık kalmamış
Ne söylesin dil!
Senin ne kulağın duyar, ne anlar olmayan yürek.

Altan İlhan Arslan

Hiç yorum yok: