Bir bulut gibi yüksekten seyrine bakılır, teselli bilmeyen gözlerle.
Töresiz,
benliği küf tutmuş yerime konuşan dil kimin, söz kimin?
Sükût
ettiğimiz gibi yüz yıldır, üstümde gezen bu uğursuzluğuyla
Yüreğime
izinsiz girişe geçit açan, bende sizdenim diyen kalleş kim?
Bu
kadar zaafı tutmak, zamk gibi içime her çelişkiden
Esareti,
cennete misal edip, özgürlüğüme dayatmak kimin haddine!
Sana,
ona, ötekine hiç birinize kanaat etmek! Aklımın değil ucunda!
Beni
satan, topunuzun cümlesine lanet okuyorum.
Hiç
kimse düşmedi, düştüğüm çukuru ne bilir! Benim gözümden.
Evliya
kesilmiş! Yöneten gazel okur, ferman okur, şiir gibi.
Ciğerimden
söktüğü hakkımın, üstünde kendini şah ilan etmiş
Ne
bilir o deyyus! Benim hakka verdiğim sözü, hakkın bana uzattığı eli.
Övün!
Ey misali tarihe dayanan, tarihden sana ekmek yok
Sana
ızdırap var! Sefilliğin, sefareti kurulmuş her evin içine
Hakkın
olan, cenaplarının buyurduğu emre itaat, boyun bük!
Artık
tarih bugündür, unut masalsı geçmişi bu rüyadan uyan!
Sana
biçilen esareti, elinden giden, arkanda kalan
Zamanıdır
tarihi yazmanın şimdi, sana vakit yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder