DivShare

5 Mayıs 2009 Salı

İNSANLARI TANIMA SANATI

İngiliz sosyal reformcu Canon Barnet şöyle der:<<Bir insanı sevmek istersek önce tanımalıyız>> Ama yalnız başkaların sevmek isteyenler tanımak ve anlamak zorunda değildirler;eğitimci idareci veya değişik karakterli insanları organize ederekverimli bir iş birliği yapmakla vazifeli olan kimselerinde insanları tanıma kabiliyetleri lazımdır. Yoksa bir çok hatalar yapabilirler. İş birliği yaptığımız insanların güvenilir kimseler olduğunu kesin olarak bilmezsek, onlara körü körüne inanmamız büyük bir tehlikedir.

İnsanları tanımanın en büyük güçlüğü hiç şüphesiz dış görünüşten ruh ve karakteri anlamanın güçlüğüdür. İsviçreli bir şair <<Acı bir söz çok zamanlar sıcak bir sevgiyle söylenir>> der. Ama insan sadece bu acı sözü duyar, onu söyleten sıcak duygulardan haberi yoktur, böylece bu acılığa acılıkla karşılık verir,bunu yapmakla ne kadar yanıldığınıda bilemez. İnsanlara doğru davranmak isteyen onların iç yüzünü görebilmeli, yani yüz ifadesinin arkasındaki manaları sezebilecek kadarkeskin bir gözü olmalıdır. Alman şairi lessing; <<Faziletlerimizin gerisinde nekadar çok günahlar vardır.>> demiştir. İnsan bu söze şunuda ilave edebilir : <<Günahlarımızın arkasında da ne kadar çok faziletler vardır.>> İşte bu gerçeği gelişme çağındaki erkek çocuklarla uğraşan bir çok eğitimciler unuturlar ve gençlik isyanlarının arkasında da ne değerli karakterlerin, ümit verici, ama terbiye edilmemiş,yolunu bulmamış mertlik duygularının yattığını göremezler. Eğer beceriksiz anlaşılmaz çocukları doğru ve olgun bir hale getirmek istiyorsak onları iyice anlamalı,bütün hareketlerinin asıl manasını araştırmalıyız.

İnsan çok kolay yanılabilir, yanılmamak için başkalarının iç yüzünü okumak sanatını bilmek veya doğru görüşlü insanların ikaz ve öğütlerine kulak vermek lazımdır.

Hiç yorum yok: