DivShare

2 Eylül 2009 Çarşamba

Continente perdido de Atlantis

Kayıp Kıta Atlantis

Continente perdido de Atlantis



Atlantis (Yunanca Ἀτλαντὶς νῆσος, "Atlas'ın adası"), Platon'un Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık bir kıta ve uygarlık.

Platon'a göre Atlantis, "Herkül Sütunları'nın ötesinde" yer alan, Batı Avrupa ve Afrika'nın birçok kısmını fetheden ve Solon'un zamanından 9,000 yıl önce (yaklaşık M.Ö.9500) Atina'yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.

Platon'un diyaloglarında gömülü bir hikâye halinde olan Atlantis, genellikle Platon tarafından kendi politik teorilerini anlatmak için yaratılmış bir efsane olarak görülür. Birçok akademisyen için Atlantis hikâyesinin amacı belirgin olmasına rağmen, Platon'un hikâyesinin ne kadarının eski hikâyelerden derlendiği bir tartışma konusudur. Bazı akademisyenler Platon'un hikâyeyi Thera yanardağ patlaması veya Troya Savaşı'ndaki bazı öğelerle oluşturduğunu savunurken, bazıları ise M.Ö. 373'te gerçekleşen Helike'nin yıkımı veya M.Ö. 415–413 yılları arasında gerçekleşen Atina'nın başarısız Sicilya işgali gibi olaylardan esinlendiğini savunurlar.

M.Ö. 421 yılında Sokrates'in evindeki bir Felsefe sohbetinde Atinalı devlet adamı Kristias, dedesi Dropides'in kendisine naklettiği efsaneyi hikâye eder. Hikâyeyi dede Dropides'e nakleden ünlü Yunanlı şair Solon'dur. Solon'un gösterdiği kaynak ise Mısır'da bulunduğu dönemde tanıştığı Mısırlı bir keşiştir ve Keşiş'e göre Atlantis 'e ilişkin olaylar M.Ö. 9000 yılında gerçekleşmiştir.

Plutarkhos'a göre Sais şehrinde Solon'a ders veren rahibin adı Sonchis idi. İskenderiyeli Clemens'e göre bu aynı zamanda Pythagoras'a ders veren Mısırlı rahibin adıdır. Platon'un hem Kritias, hem de Solon'la akrabalığı vardı. Ayrıca, kendisi de Mısır'ı ziyaret ederek birkaç yıl kalmış ve inisiye, olmuştu. Onun için, bazı Atlantologlar onun Atlantis konusunu yazmadan önce, bu konuda bilgileri topladığı fikrindeler. Platno'a göre bu kıta çok zengindi ve soylu insanlar tarafından yönetiliyordu. Bir felaket sonucu okyanusun sularına gömülmüştü.

Kuran’da "Ad kavmi" diye de geçer, Ad-land; Ad Ülkesi demektir. Kimi araştırmacılar İbranicedeki, ilk insanı belirten ve adama sözcüğünden gelen "Âdem", Sanskrit dilinde “ilk, başlama” anlamına gelen ve Aryenler’in ilk konuşan insan türüne verdikleri ad olan "Ad-i", Frigler’in "Attis", Kafkasyalılar’ın "Adige", Polinezyada’daki "atea", Truva öyküsündeki "Ate", Aztek mitolojisindeki "Atzalan" (ada) ve Türkçe’deki "ad", "ada", "ata" (pek çok dilde baba anlamına gelir) sözcükleri ile "Ad" kavminin adı arasında etimolojik bir bağlantı olabileceği düşünülmektedir.

Hiç yorum yok: