PK, ya da ‘Psikokinesis’
deyimi de, parapsikolojik incelemede ikinci yeteneği, yani bir insanın kas
sistemini kullanmadan nesneleri, olayları ve hatta çevresindeki kişileri
etkileme yeteneğini tanımlar.
Günün birinde, genç bir
bayanın çaresizlik içindeki sesiyle yüzleşmiştik. Kadın geçirdiği olayın etkisi
altında kendine bir çıkış yolu arıyor gibiydi; sesi titreyerek yaşadığı olayı
anlattı:
İki hafta önce kocasını
toprağa vermişti. Başından geçeni ancak şimdi anlatabilecek gücü kendinde
bulmuştu. Ama yine de zorlu bir dönem yaşamakta olduğu anlaşılıyordu. Kadın,
anlattığına göre kocasının ölümünden bir kaç gün önce bir rüya görmüştü. Av
sırasında, bir arkadaşı kocasını kazayla vurup öldürüyordu. Bu rüyadan soğuk
terler dökerek uyanmış, ama kimseyi telaşa vermemek için bu olaydan kimseye söz
etmemişti.
İki hafta sonra bir av
partisi vardı. Kadın bu kez de, kocasını huzursuz etmemek için yine susmayı ve
ona rüyasını anlatmamayı yeğlemişti. Zaten kocasına durumda söz ettiği takdirde,
onun konuyu, “alt tarafı bir rüya” diye geçiştireceğini biliyordu. Ama ertesi
gün, olanlar olmuş, arkadaşı bir kaza kurşunu ile kocasını öldürmüştü.
Bu bayanla telefonla konuşan
enstitü görevlisi bendim. O bir çıkış yolu arıyordu, ama konumu sadece bu
değildi. Konuştuğum kişi, bu gibi sorunlara kafa yoran bir bilim adamına
danışarak, ondan doğru davranıp davranmadığına dair bilgi edinmek istiyordu.
Acaba bir parapsikolojist,
başından böylesine olaylar geçen kişilere derde derman olabilecek gerçek
cevapları vermek için konusunda ne kadar bilgi sahibi idi? Üzülerek belirtmem
gerekiyor ki, bizler bu gibi olaylar karşısında halen kesin konuşabilecek
yeterlikte değiliz. Bütün yapabildiğimiz, onların içinden geçtikleri bu ortamın
özümseyebilmelerine yardımcı olmak ve durumları çerçevesinde edinebileceğimiz
bulguları kendilerine anlatmaya çalışmaktır.
Peki, bu kadının yaşamış
olduğu olgu bir rastlantı gibi geçiştirilebilir miydi? Kocasının ölümüyle,
kadının bize yapmış olduğu telefon başvurusu arasından iki haftalık bir zaman
geçmişti. Kadın bu süreç içinde depreşen suçluluk duygusunu bastırmak için
yoğun çaba sarf etmiş olmalıydı.
Bu bayana göre, ona yolunu
yordamını bilmediği nitelikte bir uyarı yapılmıştı. Uyarı, “rüya” yoluyla
gelmiş, ama kendisi bunu değerlendire-memişti. Şimdi ise kadın, “herhangi bir
biçimde geleceği algılamak ger-çekten mümkün müdür, yoksa ben çıldırıyor muyum?”
diye kendini sorguluyordu.
Psişik yeteneğin insanların
tamamına, ya da bazı seçkin kişilere bağışlanmış olduğu inancına bugüne kadar
kesin bir destek bulunduğu söylenemez. Şimdilerde, bazı otoritelerin ileri
sürdüğü, “her insanın psişik yeteneğe sahip olduğu, ama bir de bu yeteneği
nasıl kullanacağını bilmesi gerektiği” savı doğru olabilir. Fakat şu da var ki,
bugüne kadar bu görüşü kanıtlayacak kesin bulgular saptanamamıştır.
Sınırlı sayıdaki insanların
yüzleştikleri olaylara dayanarak, bir kişinin kendi isteği çerçevesinde psişik
yeteneğini kullanabileceği inancı tüm gerçeği yansıtmaz. Çünkü biz, psişik yeteneğin
herkese vergi olup olmadığını bilemiyoruz. Bildiğimiz, insanların yüzleştiği
psişik olguların epeyce yaygın olduğudur. Çeşitli yörelerde yapılan bilimsel
araştırmalar, ortalama bir genellemeyle, oralardaki nüfusun dörtte üçü ile
yarısının bir, ya da daha fazla psişik deneyim geçirmiş olduğunu belirliyor.
Böylesine saptamalar rağmen,
bu araştırmaları yürüten parapsikolojistlerin ayrıntılara inen sorgulamaları
sonucunda başka bir gerçekte ortaya çıkıyordu. Karşılaşılan psişik olay türleri
parapsikolojinin ince standart elemesinden geçirildiğinde, bunlardan pek azını
psişik nitelikte olduğu belirginleşmekteydi. Ayrıca, parapsikolojistlerden
çoğunluğunun değerlendirmesine göre, herhangi bir yörede psişik yüzleşim
olgusunu yaşayanların yüzde onu ya da onbeşi kadarı gerçek ESP veya PK halinden
geçtiklerinin ve bu konunun normal yaklaşımlarla açıklanamadığı gösteriyor.
Burada önemli bir nokta
belirlenmelidir: ESP (Extra sensory Perception) deyimi bedenin bilinen algılama
duyularını kullanmadan ve bilimsel karşılaşmalara bağımlı olmadan insani
enformasyonlar (bilgilendirmeler) yeteneğini tanımlar.
Prof. Dr. Richards BROUGHNTON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder