DivShare

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Zuhur!


Geliyor işte şahım, sonsuzluğunu aratmayan
Mahiyeti şuurun, her yanda cemali sözüne yemin ola.
Fırsat varsa dilimde tekbiri ilahi verdiğin bu cana;
Pıhtısından kanın, tozundan kemiğin ve varlığından
Aman etmeyen çekilsin! Izdırabına hazır cümlesi âlemin
Dönmek için yanıyor, boşluğa saçılmış iki zıt atoma.
O gün kim hayır dedi, söz nefese, his kalbe atıldığın da
Karanlık ve ışığın ayrıldığı, aralık kadar yürü dendiğinde zamana
Zerden üflendiğinde zuhurun mihrinden kopmuştu hesap.
Kim! Ete büründüğünde itirazı yükseldi.
An geldi, hesap zamanı dendiğinde zuhura
Dönecek karanlığın avucunda tutulan madde
Öyle bir ateş ki yakacak karanlığı ve sonsuz olacak aydınlık!
İşte o aydınlıkta yanacak sözüne layık olmayan.
Onlar yandıkça sonsuzluk aydınlanacak.
Tıpkı bir küf gibi başları mantar meşe kabuğunda
Zehirlidir, tabiata aykırı!
Belki bir hayvan gibi dürtüleri sürükler geniş savanlarında
Türü memeli bu iki ayaktan ayırt edilebilir ancak
Ya zebra, ya ceylan, ya zürafa kadar boyu uzun
Nice insan siluetleri bence makbul sırtlan sürüleri arasında.
Dolaşır zuhurun nefesi bütün manayı kapsayan bir kasırga
Her zerri sarmış kor bir filigran
Bir mahşer gölgesi düşmüş gibi yeryüzüne.

Altan İlhan ARSLAN

Hiç yorum yok: