Sarılır saçlarına; ta diplerine kadar bir ateş, harı canına minnet
Dökülür süfyanın kara kan, kabuk bağlamış cidarından yüreğe.
Kula merhem olsun, içine taht gibi beyzadelerin dölüne
döllen
Zevkine ereklen, hayatı düpe düz suyuna muhtaç gibi öyle
yat.
Ziyan etme her damlasını haykıra haykıra öyle bir zevk ile
köklen
Düşsün ateşi belinden adamın, kalçanda ki kara çomak çukurlarına.
Hayat; düpedüz, aklında ki kaosun kaybettiği yitikliğine
sürülmüş
Anlık boşalmalara hediye, her dakikası duyumsallığa gidip
gelen
Bataksı, çamurlara bulanmış ruhunun; katıksız ayıplarına
döllen.
Zaman diyor ki; aşkta bu, yatakta eriyen yangın yerlerine
fütursuz
Odaklanmış insanlar, yeryüzünü kapladıkça şehvet aşacak
dağları.
Zürriyet çığ gibi düşecek eteklerine, çamurun atakları
sabırsız
Günahları bedenlerinde sevişecek, kovulmuşlarındır bu dünya zamanı.
Öyledir, yaptıklarına bir kılıf hazır tutulur, kendince hak
sayılan
Çalmaktır, gasp etmek, tertemiz doğuşun avuçlarını
kirletmek!
Öğretisi, kendini kolaya verip geçenlerin, adına aşk dediği bu
yalan
Demek ki o kadar kolaymış, önüne gelenin altına, arzını
sermek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder